Çikolata kisti, kimi zaman verdiği belirtilerle, kimi zaman da yapılan rutin jinekolojik muayenelerde ortaya çıkan bir sorundur. Çikolata kisti hamile kalamama gibi ciddi sorunların meydana gelmesine yol açabilir. Belirtileri ise her kadında farklı şiddette yaşanmaktadır.
Rahim iç tabakası her ay adet döngüsü ile kalınlaşır. Kalınlaşan bu tabaka, gebeliğin oluşmama durumunda belirli süre aralıkları ile vücuttan atılır. Ancak rahim iç tabakası rahim iç yüzeyi haricinde farklı bir alana yerleştiğinde alışkanlıklarını sürdürmeye devam eder ve adet döngüsüyle beraber kalınlaşır. Bu doku yine adet döngüsü ile kanayarak vücuttan atılmaya çalışılır.
Endometriozis sorunun yerleştiği alanlar vajinayla dış ortama açılan rahmin tersine kapalı yapılardır. Kanamanın vücut dışına atılma şansı yoktur. Endometriozis de genellikle bu kapalı sistemler içerisinde karın boşluğuna ya da yumurtalık dokusuna yerleşir.
Her adet döngüsünde yaşanan bu kanama durumunun, vücut tarafından düzenlenmesi ve kanamanın yok edilmesi, ilgili alandı ciddi sorunlara yol açabilir. Bu sorunlar iltihap ve yapışıklıklardır. Yapışıklıklar ne kadar ciddi ise kadının belirtileri de o kadar şiddetli yaşanır. Ancak unutulmaması gereken, bahsettiğimiz ‘’iç kanaması durumunun’’ ciddi boyutlarda olmadığıdır. Bu sebeple endişelenmeye gerek yoktur. Adet kanaması ile vücut dışına çıkan kan genellikle oldukça az miktardır. Hayati tehlike teşkil etmez.
Çikolata kisti olan hastalarda genel olarak; şiddetli sancılar ile yaşanan adet kanamaları, cinsel ilişki sırasında ve sonrasında yaşanan ağrı ve kronik pelvik ağrıları söz konusudur.
Cinsel ilişkide ağrı yaşayan, kronik pelvik ağrı sorunu olan kadınların doktora başvurması ile çikolata kisti olduğu tespit edilebilir.
Yol açtığı sorunlar ise:
Endometriosis ve çikolata kisti söz konusu olduğunda hastaların büyük bir kısmı adet dönemlerinde şiddetli sancılar yaşamaktadır. Adet dönemi dışında da alt karın ve pelvik bölgede ağrı kesiciler ile dindirilemeyen ağrılar ortaya çıkar. Bunun dışında cinsel ilişki sırasında derin alanda bir ağrı hissedilir. Bu ağrıların ortak özelliği ağrı kesiciler ile dindirilememesidir.
Hissedilen ağrılar farklı sebeplerle ortaya çıkmaktadır. Kanamalar, rahim içi dokusundan kaynaklanmaktadır. Bu bölgelerde meydana gelen iltihap, ağrıya yol açabilir. Hastanın her ay adet döneminde hissettiği ağrıların sebebi de bu iltihaplardır.
Yapışıklıklar diğer bir adı ile adezyonlar, cinsel ilişki sırasında duyulan ağrıya, kronik pelvik ağrılara yol açmaktadır. Bu yapışıklıklar kanama sonucu meydana gelir. Adet alışkanlıklarının devam ettiği çikolata kistlerinde, her ay kanama olmaktadır. Dökülen bu kanamalar vücuttan atılamadığı için birikir ve yapışıklığa yol açar.
Çikolata kisti çeşitli sebeplerle kısırlığa yol açabilir. Çikolata kistleri adetlerin düzensizleşmesine ve yapışıklığa yol açtığı için kısırlık gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Çikolata kistlerinin fallop tüplerine yerleşmesi sebebiyle ortaya çıkan kanamalar sebebiyle oluşan kalıntılar, tüplerin içerisinde yapışıklık oluşmasına yol açar. Bu yapışıklar da zaman içerisinde tüplerin işlevlerini yerine getirememesine yol açabilir.
Tüplerdeki saçakların fonksiyonel olarak bozulması sebebiyle, yumurtalıktan her ay salgılanan yumurtanın fallop tüplerine girememesine yol açar. Bu sebeple de yumurta bu alanda ilerleyemez ve gebelik çeşitli sebeplerle oluşamaz.
Çikolata kistlerinin sebep olduğu belirtiler her kadında farklı oranlarda yaşanır. Bazı kadınlar bubelirtileri şiddetli derecede yaşarken, bazı kadınlarda hiçbir belirti görülmeyebilir. Bu duruma sebep olan bir diğer faktör de, çikolata kistinin evresidir. Çikolata kisti ne kadar ilerler ve tedavi edilmez ise, belirtiler o kadar şiddetli yaşanmaya başlar.
Çikolata kisti evreleri ve boyutları, çikolata kistinin nereye yerleştiğine, boyutlarına ve sayısına göre değişkenlik göstermektedir.
Çikolata kistinden korunabilmenin en sağlıklı yolu, hastalık henüz başlangıç aşamasında iken doğru tedbirleri almaktadır. Çikolata kistinin ilk iki evresinde çikolata kistleri henüz büyük değildir ve yapışıklıklar oluşmamıştır. Şayet yapışıklıklar oluşmuş ise bunların önüne geçmek ve engellemek, diğer evrelere göre daha kolaydır. Çikolata kistinin bitkisel herhangi bir korunma yolu olmadığından, hastalığın tıbbi olarak yakından takip edilmesi önemlidir.
Çikolata kistleri 3 cm den daha küçük ise ilaç tedavisi ile kontrol altına alınması mümkündür. Fakat kistler daha büyük ise mutlaka cerrahi tedaviye başlamak gerekir.
Bitkisel tedaviler ile çikolata kistlerini yok etmek söz konusu değildir. Bu gibi bilgilerin herhangi bir bilimsel karşılığı yoktur.
Çikolata kisti üreme çağında olan her hastada görülebilecek bir sorundur. Bu hastalıktan korunmak için yapılabilecek herhangi bir tedbir söz konusu değildir.
Fakat hamilelikte ve menopoz sürecinde hastalığın meydana gelmesinin azaldığı tespit edilmiştir.
Çikolata kisti için alınabilecek en yararlı tedbir, kontrol ve muayenelerin düzenli olarak yapılmasıdır.