Rahim ağzı (serviks), rahimin vajene açıldığı alt bölümdür. Rahim ağzı hastalıkları, basit bir enfeksiyondan rahim ağzı kanserine kadar gidebilen çeşitli hastalıklar bütünüdür. Bir çok rahim ağzı hastalığı, kansere için sebep olabilir. Pap smear testi ismi verilen tarama tekniği ile, rahim ağzında meydana gelen değişiklikler erken dönemde saptanarak, bu hastalıkların tedavisi ile kansere dönüşüm önlenebilir.
Rahim ağzı enfeksiyonu (servisit): Rahim ağzının, hastada belirti verebilen ya da hiç belirti vermeden sessiz bir şekilde seyreden enfeksiyonu olarak tanımlanır. Özellikle doğurganlık döneminde oldukça yaygın şekilde karşılaşılmaktadır. Bakteri ya da bazı virüs enfeksiyonları sebebiyle meydana gelebileceği gibi, spiral ya da tampon kullanan kadınlarda da karşılaşılabilir. Çeşitli hastalarda ise hiçbir neden bulunamamaktadır. Enfeksiyonlar kendilerini akıntı ile gösterir ve bu akıntı kokulu da olabilir. Çeşitli hastalarda adet dönemi ardından ya da cinsel ilişki ardından lekelenme tarzı kanamalar meydana gelebilir.
Polipler: Rahim ağzından dışarı doğru bir çıkıntı oluşturan ve farklı ebatlara erişen, iyi huylu kitlesel oluşumlara polip denilir. Vajinal kanamaya, özellikle de cinsel ilişki ardından kanamaya yol açabilir. Muayene sırasında oldukça kolay bir şekilde teşhis edilirler ve alınmaları çok kolay bir müdahale ile gerçekleşir.
Genital siğiller: Genital bölgedeki siğiller human papilloma virüsü (HPV) ismi verilen bir virüsün yol açtığı sorunlardır. Bazı human papilloma virüs tiplerinin genital kanserlere sebep olma durumu vardır. Bu tip lezyonu olan hastların düzenli şekilde Pap smear kontrolleri yaptırmaları tavsiye edilir.
Displaziler: Rahim ağzının yüzeyini kapsayan hücrelerde, hücresel boyutta olan değişiklikler displazi ismi verilen hastalık sınıfını oluştururlar. Normal yapıdaki hücerler, normal olmayan yapıdaki hücreler olmuştur. Displazinin olması durumu kişinin kanser olduğu anlamını taşımaz. Ancak bu durum tedavi edilmez ise, ileriki zamanlarda kanser riskli ile karşılaşılabilir. Günümüz şartları ile displazi oldukça kolay bir şekilde teşhis ve tedavi edilebilir. Bu sebeple de kansere ilerleme önlenebilir. Rahim ağzından sürüntü örnek (Pap-smear) alınır ve displazi saptanan hastalara; doktoru gerekli gördüğü koşullarda, biyopsi alınması işlemini gerçekleştirebilir.
Rahim ağzının tedavi edilmemesi durumunda ölümcül olan, kötü huylu bir hastalıktır. Kanser dokusu rahim ağzı dışında başka organlara da yayılma gösterebilir. Hatta lenfatik dolaşım ismi verilen sistemle ya da kan yolu ile uzak organlara da yayılma yapabilir. Rahim ağzı kanseri, anormal hücrelerin Pap-smear muayenesinde saptanmasından uzun zamanlar sonra oluşur. En yaygın 35-50 yaşları arasında ortaya çıkar. Rahim ağzı kanserine karşı aşılar geliştirilmiştir. 3 dozluk olan bu aşı, ergenlik döneminden itibaren 40’lı yaşların ortalarına kadar yapılabilir.
Rahim ağzı kanseri risk etkenleri:
Rahim ağzı hastalıklarının tedavisi için en mühim adım, bu hastalıkların erken zamanda teşhis edilmesidir. Erken tanıda en mühim basamak rutin muayeneler ve Pap testidir.
Pap-testi: Cinsel hayatın başlaması ile ya da 18 yaşından itibaren uygulanan ve bu hastalıkların taramasında çok etkin olan bir tekniktir. Bir tarama testi olarak geçer. Bu test ile hastalık daha belirti vermeden, hücre seviyesinde iken saptanıp erkenden teşhis edilebilir. Rahim ağzının enfeksiyonları, siğilleri, displazileri, ve kanserleri bu tarama testinde fark edilebilir. Bu test rutin jinekolojik muayene sırasında rahim ağzından bir sürüntü sağlanarak, bu örneğin labratuvarda araştırılması ile yapılmaktdır. Kimi zaman örneğin enfeksiyon mevcudiyetinde, yeterli hücrenin alınamamış olduğu durumlarda testin yeniden yapılması gerekir. Bu durum kötü huylu bir durumun olduğunu göstermez. Pap smear testinin anormal olduğu hallerde de aşağıdaki tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekebilir.
Kolposkopi: Pap-test anormal olduğu taktirde yapılması gereken bir sonraki aşamadır. Görüntüyü büyüten ve kolposkop ismi ile anılan özel bir alet yardımı ile rahim ağzına bakılır. Kolposkopi için, muayene sırasında olduğu gibi bir spekulum vajene yerleştirilir. Rahim ağzı özel solusyonlara tabii tutulur ve erken dönemde olan ve gözle net olarak görülemeyen değişimlerin görünür hale gelmesi mümkün kılınır.
Biyopsi: Kolposkopi sırasında anormal olarak dikkati çeken bir bölgenin olması durumunda, rahim ağzından ufak bir parça alınır ve mikroskobik muayene için gönderilir. Alınan biyopsi oldukça küçük olabilir ancak doktorunuz gerekli görürse elektrocerrahi ya da konizasyon tekniği ile daha geniş çapta da olabilir.
Tedavinin biçimini belirlemek için en önemli etken, var olan sorunun çeşitidir. Burada doktorun gerekli gördüğü ve hasta için en uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Bu tedavi biçimleri:
Netice Olarak;
Rahim ağzı hastalıklarının tedavisinde en mühim olan nokta, erken dönemde tanı ve bunun erken dönemde tedavi edilmesidir. Senede bir defa rutin bir jinekolojik muayene ve Pap smear testi, ölümcül olabilecek hastalıkların önüne geçecektir.