Meme kanseri kadın hastalıkları arasında yer alan ve en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından bir tanesidir. Bu kanser yaş aralığı gözetmeden birçok faktöre bağlı olarak her kadında görülebilme ihtimalini taşıyan, büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Meme kanserinin başlangıç aşamasında, tümör henüz dikkat çeken bir boyuta erişmediği için, çevresindeki dokuları etkilemeye başlamadan önce herhangi bir belirtinin görülmesi mümkün olmamaktadır.
Meme kanseri de diğer kanser risklerini tetikleyen yaşam tarzından etkilenmektedir. Özellikle çevresel faktörlerin etkisi ile ailede yaşanan kanser hikâyeleri de kalıtsal olarak meme kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır.
Değişen yaşam şartları ile birlikte bu risk gün geçtikçe artarken, buna yol açan bazı faktörler aşağıdaki gibi olmaktadır:
Meme kanseri belirtileri genellikle göğüs bölgesindeki yumru şeklinde oluşan kitlerden anlaşılmaktadır. Ama bu bölgede ortaya çıkan her kitlenin kanser belirtisi olmadığını bilmelisiniz. Ortaya çıkan bu kitlelerin neredeyse %90’nı kanserli olmayan, iyi huylu tümörlerden oluşmaktadır. Kanserli olmayan bu kitleler 35 yaş üzeri kadınlarda daha sık görülmektedir. Eğer göğüs bölgenizde böyle bir yumru fark ettiyseniz, paniğe kapılmadan önce doktorunuza muayene ettirmeniz gerekir.
Memenin şeklinin değişmesi, belli bir bölgesinde yumru şeklinde kitlelerin oluşması, deri üzerinde ufak çukurlaşmalar, meme kanserinin habercisi olmaktadır. Ama göğüsten kanlı bir akıntının gelmesi, meme kanserinin en sık ve en belirgin özelliklerinden biri olmaktadır. Bu belirtiler tek başına ya da birlikte görülebilmektedir.
Yumru: Göğüs bölgesinde ya da kol altında oluşan kalıcı yumru meme kanseri belirtisi olabilmektedir. Bu yumrular özellikle 35 yaş ve üzeri kadınlarda adet dönemi öncesi ve sırasında yaygın olarak görülür. Fakat adet döneminiz geçmesine rağmen yumru hala geçmediyse kontrol ettirmeniz önlem açısından yararlı olacaktır. Meme kanserine bağlı olarak görülen yumrular genellikle ağrıya neden olmamaktadır. Ama bazen bu yumruya hafif bir baskı uygulandığında “iğne batması” gibi benzeri bir sızı oluşturabilir. Düzenli olarak mamografi ile bölgenin filminin çekilmesi, meme kanserinin teşhisinde oldukça önemli bir yere sahip olmaktadır. Çünkü kanser belirtisi olan bu yumrular elle hissedilecek büyüklüğe daha ulaşamadan çok önce, mamografi cihazı ile tespit edilmektedir.
Meme Ağrısı: Meme kanserine bağlı olarak ortaya çıkan tümörün bu belirtiyi göstermesi çok nadir bile olsa, bazı hastalarda görülebilmektedir. Ancak bu bölgedeki ağrılar adet dönemine bağlı olarak da oluşabilir. Adet döneminin bitmesine rağmen hala memede ağrı ve hassasiyet hissediyorsanız, doktorunuza görünmenizde fayda vardır.
Diğer Belirtiler: Koltuk altı bölgesinde meydana gelen şişlik, göğüs üzerinde çukurluk veya düz bir alanın oluşması, göğsün dokusunda, sıcaklığında veya görünümünde meydana gelen herhangi bir değişim söz konusu olabilmektedir. Meme ucunda kaşıntı veya yanma hissi, meme ucunun pullanması ve özellikle kanla karışık veya berrak akıntı gelmesi, meme kanserinin diğer belirtileri arasındadır.
Meme kanseri tüm kadınlar için ciddi bir tehlike unsuru oluşturmaktadır. Her kanser tedavisinin başarılı olabilmesi için erken teşhis çok önemlidir. Bu yüzden 20 yaşından sonra yılda bir kez doktor muayenesi, 40 yaşından sonra ise, ayda bir defa kendi kendine meme muayenesi ile birlikte yılda bir defa doktor muayenesi, 50 yaşından sonra ise tüm kontrollerin yapılması ve ek olarak 2 yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir. Erken teşhisin hayat kurtardığını tekrar vurgulamak gerekirse, bu kontrolleri yaparak önleminizi alabilirsiniz.