Çikolata kisti gebeliğin yerleştiği rahimdeki iç dokusunun vücudun farklı bir alanında özellikle yumurtalıklarda yerleşmesi ile meydana gelen bir sorundur. Endometriozis hastalığı olarak tabir edilen sorun vücudun farklı bölümlerini de etkileyebilir. Yumurtalıklarda gelişen kistlerin iç yapısı tıpkı rahim dokusuna benzer. Kadındaki üreme hormonlarına karşı, tıpkı rahim iç dokusunun gösterdiği davranışı sergiler. Her adet döneminde kistin içinde kanamalar olur. Bu kanama içerde birikir. Zaman geçtikçe de koyu bir kıvam alır. Bu kıvamın rengi kahverengidir. Bu sebeple de ismine çikolata kisti denmiştir. Kimi zaman çeşitli belirtilere yol açabilen çikolata kistleri, kimi zaman ise herhangi bir belirtiye yol açmaz.
Bundan dolayı da belirtiye yol açmayan ancak tespit edilen çikolata kistleri mutlaka kontrol altında tutulmalıdır. Bu sayede yakından takipleri yapılmalıdır. Şayet çikolata kistleri çeşitli belirtilere ya da sorunlara yol açıyorsa; kadının yaşına, çocuk isteyip istemediğine, kistin özelliklerine göre bir tedavi yöntemine başvurulur. Bu tedavi yöntemi cerrahi olabileceği gibi, ilaç ile de yapılabilir.
Ağrı belirtisi olan kadınlarda:
Bu hasta grupları için en etkili olabilecek tedavi cerrahi yöntemdir. Yapılan cerrahi müdahalenin laparoskopik olarak uygulanması, elde edilen neticelere ve hastaların ameliyat sonrası konforuna göre karın bölgesinin açılması prensibi ile yapılan açık ameliyata kıyasla daha avantajlıdır.
Günümüzde laparoskopi çikolata kisti tedavisinde en etkin tedavidir. Uygulanan cerrahi müdahalede çikolata kisti alınmalıdır. Oluşan yapışıklıklar açılmalıdır. Ardından endometriozis yapılarının yok edilmesi aşamasına geçilmelidir. Operasyon aşamasında hastanın yumurtalık rezervleri zarar görebilir. Bu sebeple, mümkün olduğu kadar atravmatik yöntemlere başvurmak gerekir. Operasyon aşamasında özellikle rektovajinal septum bölgesi olan rahim arkası ile kalın bağırsak arasında kalan alandaki derin endometriozis fark edilmemiş olabilir. Bu durumda ameliyat gerçekleşse dahi, hasta ağrılarının geçmediğini görebilir. Bundan dolayı bu ameliyatın deneyimli cerrahlar tarafından yapılması gerekir.
Çikolata kistine sahip olan ancak herhangi bir belirtisi olmayan kadınlarda:
Bu gibi hastalarda cerrahi müdahaleye başvurulmaz. İlk önce kist bir süre boyunca yakında takip edilir. Ardından ise yapılan tetkitler ve testler neticesinde kistin 5 cm’i geçtiği fark edilirse, cerrahi müdahaleye başvurulabilir. Uygulanacak olan cerrahi müdahale öncesinde kadının yumurtalık rezervleri ultrasonla ve AMH ölçümüyle araştırılmalıdır. Bu incelemeler neticesinde kadının yumurtalık rezervlerinin yetersiz olduğu tespit edilir ise ancak kadın, ileride çocuk sahibi olmakistiyor ise cerrahi yöntem, son tercih olarak bırakılır. Cerrahi girişim, yumurtalık rezervlerinin daha da azalmasına sebep olabilir. Bu durumda olan hasta gruplarında 3-6 aylık periyotlarda Ca125 ölçümleri uygulanmalıdır. Ailesini tamamlamış ve artık çocuk istemeyen çiftlerde ise kistin çıkarılması söz konusu olabilir.
Gebe kalmakta güçlük çeken kadınlarda:
Bu hasta gruplarında ilk olarak yumurtalık rezervlerine bakılmalıdır. Yumurtalık rezervleri yeterli ise, kistin tek taraflı bulunması durumunda laparoskopi ve ardından hastanın yaşına bağlı olarak 6-12 ay arasında kendiliğinden hamilelik beklenir. Yumurtalık rezervlerinin durumu iyi olmayan hastalarda, özellikle yaşı 38 ve üzeri olan hastalarda ya da kistin iki taraflı olması durumunda en doğru tedavi yöntemi tüp bebek tedavisidir.
Tüp bebek tedavisinde tekrarlayan başarısızlık öyküsü olan çikolata kisti hastalarında:
Bu hasta grubu için hangi tedavi yönteminin daha uygun olduğu halen tartışma konusudur. Tüp bebek tedavisinde üç ya da daha fazla başarısızlığa sahip olan kadınlar için, çikolata kistinin cerrahi olarak çıkartılması önerilebilir.
Tekrarlayan laparoskopiler ardından hala kisti olan hastalar:
Bu gibi hastalarda laparoskopik cerrahinin yan etkileri daha fazla yaşanır. Hastanın ağrı gibi belirtileri mevcut değil ise, bu durumda kistlerin belirli aralıklarla kontrol edilmesi gerekir. Şayet kadın çocuk sahibi olmak istemiyor ise ve ağrı gibi belirtilere sahip ise; rahim ve yumurtalıklar alınabilir. Hastaların çocuk sahibi olmak istemesi durumunda ise tüp bebek gibi yardımcı üreme yöntemlerine başvurulabilir. Fakat bu tedaviden önce hastaların tüplerinin araştırılması gerekir. Bunun sebebi de tekrarlayan cerrahi müdahaleler ardından, kadında oluşma riski fazla yapışıklıklar hasebiyle tüplerde tıkanma görülebilir. Bu faktör kadının tüp bebekle tedavisine rağmen gebe kalma şansını azaltabilir. Tüplerde tıkanıklık olduğu saptanır ise, bunun laparoskopik olarak çıkartılması ya da rahimle bitişik olduğu bölgeden kapatılması söz konusu olabilir.
Kistlerin takibi:
Çikolata kistlerinin takip edilmesi, belirtisi olmayan kadınlarda uygulanan bir yöntemdir. Kistler ilk evrede ise tedavi yaklaşımlarına başlamadan kistlerin durumu kontrol edilir.
Medikal tedaviler:
Medikal tedavilerde hastanın ağrılarının azaltılması esas hedeftir. Ağrılı adet kramplarının azaltılması adına tavsiye edilen ilaçlar işe yaramaz ise,diğer tedavi yöntemlerine geçilir.
Hormon tedavisi:
Hastalarda ilave olarak ve haricen uygulanan hormonların, endometriozis hastalığında etkilerin azaltılmasında ya da yok edilmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Adet dönemlerinde yaşanan hormon seviyelerindeki değişim sebebiyle, endometrium dokusu kalınlaşır ve dökülür. Bu sebeple da kanama meydana gelir. Haricen uygulanan hormon ilaçlarıyla bu dokunun büyümesin yavaşlamasını sağlar. Yeni kistik yapıların oluşması engellenebilir. Fakat kesin çözüm olarak uygulanan bir yöntem değildir.
Cerrahi tedavi yöntemleri:
Bu tedavi yöntemi, belirtilerin yoğun yaşanan hastalarda tercih edilir. Açık ameliyat yerine laparoskopik yöntem ile tedavi uygulanır. Cerrahi yönteme başvurmak için; kadının yaşı, çocuk yapma isteğinin olup olmaması, belirtilerinin yoğunluğu ve kistlerin durumu önem teşkil eder. Çikolata kistinin en etkili tedavisi cerrahi yöntemdir. Yalnızca bu tedavi yönteminde çikolata kistleri bir daha nüks etmez.
Kombine tedavi yöntemler:
Kombine edilmiş tedavilerde, hastalara ilaç tedavisi uygulanırken cerrahi tedaviden de yararlanılır.
Rahmin ve yumurtalıkların alınması:
Çikolata kistinin hastaya şiddetli etkiler yapmasında, eğer hastanın yeniden çocuk sahibi olma isteği yoksa rahmin ve beraberinde yumurtalıkların alınmasına başvurulur. Bu sayede hastaların yaşam kalitesi düzene sokulur. Tedaviden sonra çikolata kistlerinin yeniden oluşması söz konusu olmaz.
Yardımcı üreme yöntemler:
Yardımcı üreme yöntemleri, kadının anne olması arzusu mevcut ise cerrahi tedavi uygulanmadan önce yapılır. Cerrahi tedavilerde yumurtalık rezervlerinde azalma oluşabilir.