Bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin yaklaşık % 15’i normal yollardan gebelik gerçekleştirememekteler. Bu durumda da kısırlıktan bahsedilmektedir. Ancak kısırlık şüphesi için 35 yaşın altındaki çiftlerin yaklaşık 1 yıl, 35 yaşın üzerindekilerin de 6 ay korumasız düzenli olarak cinsel ilişki yaşamış olmaları gerekmektedir. Bu süreçte her gün değil, 2 günde bir ya da haftada 2-3 kez cinsel ilişkiye girilmesi gerekmektedir. Zira gebelik oluşması için sağlıklı, kaliteli, hareketli ve olgun spermlere ihtiyaç vardır. İşte bu sayılan şartlar altında denemeler yapıldığı halde gebelik gerçekleşmiyorsa kısırlık şüphesi ile doktora başvurmak en mantıklı tercih olacaktır. Kısırlık söz konusu olduğunda buna yol açan etken kadından, erkekten ya da her ikisinden kaynaklanabilmektedir. En sık karşılaşılan kısırlık sebepleri kadında; yumurtlama problemleri, over (yumurtalık) kistleri, tüplerin tıkalı olması olarak sıralanabilirken, erkekte ise genel olarak sperm azlığı, kalitesizliği ya da yokluğu problemi ile karşılaşılmaktadır. Kısırlığa sebep olan faktör belirlendiğinde, bu nedene yönelik tedavi uygulamak ve başarılı sonuçlar almak mümkün olmaktadır.
Kadınların çoğu hayatlarının belli bir döneminde yumurtalık kisti ile karşılaşmaktadır. Bu kistlerin çoğu kendiliğinden ortaya çıkar ve yine kendiliğinden kaybolurlar. Yumurtalık kistlerinin ortaya çıkma sebebi yumurtlama alanında, hormonlarda yaşanan sorunlardır. Genel olarak hiçbir belirti vermeyen kistler, jinekolojik muayene sırasında doktor tarafından fark edilir, takip edilerek ve 2-3 ay içinde kaybolduğu görülür. Yumurtalık kistlerinde yırtılma, kendi etrafında dönme ya da kanama olabilir. Bu kistlerde yumurtalıkları kontrol altında tutmak adına hastaya doğum kontrol hapları verilir. Ancak kistler kanamaya, ağrıya, acıya sebep oluyorsa ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Erken dönemlerde fark edilen, kontrol altına alınan, tedavi edilen kistlerin kısırlığa sebebiyet vermediği, daha açık bir ifadeyle tedavi edilirse gebelik gerçekleşebileceği bilinmektedir.
Başlangıçta hiçbir belirti vermeyen, ilerleyen dönemlerde ağrı, acı, adet düzensizliği, ağrılı cinsel ilişki ve hatta kısırlığa sebep olan çikolata kisti; kısırlıktan muzdarip olan kadınların yaklaşık % 15’inde görülebilmektedir. Adet kanamaları düzenli olarak gerçekleşmediğinde, ortada bir gebelik de yoksa yumurtalık dokusu içinde eski kan birikir. Bu sıvının vücutta rahim dışında başka bir yerde birikmesi çikolata kisti adında bir rahatsızlığa sebep olmaktadır. İlerlemiş durumda olan çikolata kistlerinin kısırlığa neden olduğu, kist sebebiyle oluşan yapışıklıklar ve sorunların üreme sisteminin düzenini bozduğu çok net bilinen bir gerçektir.
Çikolata kisti ile ilgili en bilinir sebep genetik temellidir. Ailesindeki bir kadında çikolata kisti bulunan kadınların bu tehlikeye daha açık oldukları bilinmektedir. Bu sebeple böyle hikayeler duyanların doktor kontrollerini ihmal etmemeleri gerekir. Çikolata kistinin bir diğer sebebi de rahim iç tabakasının fallop tüplerinden karın içine taşınmasıdır. Bu sebep genetik etkenlere göre daha akılcı bir sebep olarak değerlendirilmektedir. Bunlara ek olarak adet dönemlerinde çok şiddetli karın, kasık ağrıları çeken kadınların çikolata kistinden şüphelenip doktor kontrolüne gitmeleri önerilir. Zira çikolata kistinin sancılı adet kanamaları şeklinde belirti verdiği söylenebilir. Özellikle karından bacaklara doğru inen ağrılarda çikolata kistinin varlığından şüphelenmek yerinde olacaktır. Bunlara ek olarak cinsel ilişki sırasında ağrı, sancı, acı hissedilmesi durumunda da çikolata kistiyle karşılaşılabileceği düşünülerek doktora başvurulması gerekmektedir.